Doğal özellikleri açısından bölgenin karasal gelişimi jeolojik olarak Paleolojik Dönemin birinci alt zamanında (Silüryen – Devoniyen / 400-350 milyon yıl önce) oluşmuştur.
O dönemde bu bölgeyi de kapsayan TETHYS Denizinin içinde bulunmaktayken daha sonraları Permiyen Döneminde (250-270 milyon yıl önce) denizlerin alçalıp yükselmesiyle değişik formasyonlar geçirmiştir. Bu değişimlerde PANGEA’nın da (kıtaların hareketi) önemli etkisi olmuştur.
Bölgenin geçirdiği son değişim MİYOSEN’den sonra gelen PLİYOSEN’de (yaklaşık 5 milyon yıl öncesinden 2 milyon yıl öncesine kadar geçen süre / Tersiyer’in son dönemi) gerçekleşmiştir.
Küresel soğuma devam ederek buzullar büyümüş, deniz seviyesi düşmüştür. Örneğin; Akdeniz’in büyük bölümü kuruyarak yerini düzlük alanlara bırakmıştır.
Akarsular tarafından yontulmuş düzlükler (Peneplen), Trakya-Kocaeli düzlüğünün yer yer alçalıp yükselmesi ve özellikle güney bölümünün deniz suları altında kalması nedeniyle bu düzlükler üzerinde bulunan yüksek kısım ve tepeler bugünkü adaları meydana getirmiştir.
Toprağın jeolojik yapısı grovak, kalker ve kuvarsitten oluşmaktadır. Toprak reaksiyonu hafif asidiktir (pH 5.5-5.7 arası). Toprak, organik madde açısından fakirdir. Çoğunlukla demir oksit toprağın kırmızı rengini oluşturur (Terra Rossa). Demir cevheri olarak önceki yüzyıllarda HEMATİT ve LİMONİT mineralleri kısmen çıkarılmıştır. Büyükada’nın doğu bölümüne Maden adı verilmiş olması bundan kaynaklanmaktadır.
HEMATİT saf halde % 70 demir ihtiva eder.
Büyükada (Prinkipos)
Diğer adalara oranla en kalabalık nüfusu barındırır. Adaların ilçe merkezidir. İstanbul’a uzaklığı 14, Maltepe sahiline uzaklığı ise 2.2 deniz milidir. Kuzeyde İsa Tepesi 164 m, güneyde ise Yücetepe (Aya Yorgi) 202 m rakıma sahiptir. Jeolojik yapısında ada ile Dragos sahili arasında deniz dibinden yükselen 10 metrelik bir sırt bulunur.
Heybeliada (Halki)
İstanbul’un ikinci en büyük adasıdır. Daha önce uzun yıllar hizmet vermiş olan Deniz Harp Okulu (şimdilerde lise düzeyinde), Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi, şu anda metruk bir şekilde kaderini bekleyen Sanatoryum Binası ve aktif olmayan Ruhban Okulu gibi önemli kurumlarıyla sağlık, bilim ve eğitim açısından en önemli adadır.
En yüksek tepesi Değirmentepe’dir (136 m). Diğer tepeleri; Taşocağı Tepesi, Makarios Tepesi ve Ümit Tepesi'dir. Ayrıca adanın güney kısmında bulunan Çamlimanı Koyu, yaz aylarında en çok tercih edilen mesire yeridir.
Burgazadası (Antigoni)
Ada üzerindeki tek tepe Bayrak Tepesi’dir. Burgazadası; doğal bitki örtüsü, renöve edilmiş köşkleri ve çeşitli güzellikleri ile tanınan ve sevilen bir adadır. Adanın güney bölgesinde bulunan Kalpazankaya, yanındaki koyla birlikte özellikle yaz aylarında çok rağbet gören bir mekândır. Bu bölgeye ulaşmak için özel turlar düzenlenmektedir.
Kınalıada (Proti)
Çınar, Teşvikiye ve Manastır Tepesi olmak üzere üç tepesi bulunur. İstanbul’a en yakın ada olması nedeniyle kış aylarında da nüfus yoğunluğu az değildir. Doğal bir formasyon olarak adanın kuzey bölümü geniş bir kumsala sahiptir. Hoş bir ada olarak özellikle iş insanları tarafından tercih edilen doğal bir yerleşim merkezidir.
Sedef Adası (Terebinthos)
Adalar’ın yerleşime açık olan en küçük adasıdır. Sedef Adası da diğer adalar gibi Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır. 1956’dan sonra yerleşime açılmıştır.
Yassıada (Plati)
Arazisi düz olduğundan eski dönemlerde Plati ismi verilmiştir. Yakın tarihimizde siyasi duruşmalar yapılmış, sonrasında bir süre İstanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji Bölümü Araştırma Adası olarak hizmet vermiştir. Bugün ise farklı projelerle, kongre etkinlikleri çerçevesinde konaklama tesisleri gibi projelerle hizmete alınmıştır.
Sivriada (Oxıa)
Meskûn bir ada değildir. En yüksek tepesi 90 m’dir. Güney bölümünde küçük bir liman vardır.
Kaşık Adası (Pita)
Burgazada’nın çok yakınında, kuzeydoğusunda bulunan özel mülkiyetli küçük bir adadır. Kuzeyden güneye yüzölçümü birkaç dönümden ibarettir.
Tavşan Adası (Neandros)
Büyükada’nın güneyinde bulunan küçük bir adadır. Meskûn değildir.
Vordonisi Adası (Batık Ada)
1010 yılının Temmuz ayında meydana gelen şiddetli depremde batmıştır. Bu ada, alüvyonal tabakalardan oluştuğu için diğer adalardan jeolojik olarak farklıydı ve anakaraya da çok yakındı. Diğer bütün adalarda zemin granit kayalıklar üzerinde bulunduğu için bir çökme oluşmamıştı.
Yıllık ortalama sıcaklık 14.7 santigrat derecedir. Ortalama yüksek sıcaklık Ağustos ayında 28.8; ortalama düşük sıcaklık ise Şubat ayında 2.5 santigrat derece olarak ölçülmüştür.
Bölgede yıllık yağış 673 mm’dir. En kurak ay 19 mm yağış ile Ağustos ayıdır. En yüksek yağış Aralık ayında 108 mm’ye ulaşmaktadır. Yağışlı gün sayısı ortalama 120’dir.
Köppen-Geiger İklim Sınıflandırmasına göre İstanbul Adalarının iklimi Csa yani Akdeniz iklimidir. Kışlar ılık geçer, sıcaklık nadiren sıfırın altına düşer ve burada uzun süre kalmaz; yazlar çok sıcak ve kurudur.
Rüzgârlar:
Adalarda birinci derecede kuzeydoğu (Poyraz), ikinci derecede güneybatı (Lodos), üçüncü derecede ise kuzey (Yıldız) rüzgârları hâkimdir. Kış aylarında kuzeybatıdan esen Karayel rüzgârı, beraberinde adalara en soğuk havayı getirir ve don tehlikesi oluşturur.
Bitki Toplulukları incelendiğinde 2 ana grup ön plana çıkmaktadır:
Kızılçam (Pinus Brutia)
Kızılçam, adalarda orman kuran tek ağaçtır. Dünyada en geniş yayılışı ülkemizdedir. Adaların Kızılçamı, Türkiye’deki yayılışının kuzey sınırında yer alır. Adalardaki sığ topraklar üzerinde fazla boylanmaz. Kızılçamın en büyük düşmanı Çam Kese Böceği (Thaumetpoea pityocampa) olup ağaçlara büyük zarar vermektedir. Orman Bakanlığı yetkilileri ağaçlara takılan FEROMON Hormonlu tuzaklardan yararlanarak bu böceklerle mücadele etmektedir. Kızılçam Ormanları insan eliyle dikilmiş olmayıp doğal yolla oluşmuşlardır.
Akdeniz’de makiler en karakteristik doğal vejetasyon tipidir. Birkaç örnek vermek gerekirse: Kocayemiş (arbutus unedo), Menengiç (Pistacia Terebinthus), Defne (Laurus Nobilis), Kermes Meşesi (Erica Arborea), Delice (Olea Europea var.sylvetris), beyaz ve pembe çiçekli Laden (Cistus Creticus ve Salviifolius), Katran Ardıçı (Juniperus Oxycedrus).
Ayrıca, bahçelerde yetiştirilen dışarıdan getirilmiş yüzlerce ağaç ve çiçek çeşidiyle Adalar müstesna bir botanik parkını andırır.
Adaların bütünüyle insan sağlığına olumlu katkıları tartışılmaz bir gerçektir.