Adaların Tarihi

Adalar’ın bilinen tarihine Bizans, Doğu Roma, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri olmak üzere dört ayrı dönemde bakmalıyız.

Adalar’ın yazılı tarihi Bizans ile başlar. Rivayete göre, 2500 yıl önce vebadan ölümlerin arttığı Megara’dan göç edenler, Delf’li kâhinin işaret ettiği körler ülkesinin (bugünkü Kadıköy) karşısını kendilerine yurt edinirler ve bugünkü Topkapı Sarayı’nın olduğu yere yerleşerek komutanlarının ismini buraya verirler: Bizantion. Zaman içinde çoğalarak ve yayılarak yaşamlarını sürdürürken Adalar’a da gelip yerleşirler, balıkçılık ve tarımla uğraşırlar.

Üzerinde yaşadığımız ilçemiz Adalar, uzun yıllar bu büyük imparatorluğa başkentlik eden İstanbul’un, gözden düşen iktidar ve kilise mensuplarının sürgün yeri olmuş ve onların payelerine yakışır isimlerle anılmıştır: Papadonissia (Papaz Adaları), Prinkiponissi (Prens Adaları), Demonissia (Ruh ve Cin Adaları), Daimonissia (Devler Adası), Propontidas (Marmara Adaları). Fransızlar da Les İles des Princes (Prensin Adaları) demiştir. Toprağının renginden dolayı Osmanlılar da buraya Kızıl Adalar ismini yakıştırmıştır. 637 yılında İmparator Herakleios’un gayrimeşru oğlu Atalarih, babasına ihanet ettiği için burnu ve sağ eli kesilerek Büyükada’ya sürgün edilen ilk prenstir.

Adalar’a sürgüne gelenler; kilise, manastır, ayazma gibi kutsal yerler yaparak, kimi kalıntıları günümüze kadar gelen eserler bırakmışlardır.  Büyükada’daki Kadınlar Manastırı Maden’deki Naki Bey plajında, Patrik İgnatios’un inşa ettiği kilise Tavşanadası’nda, yine sürgünlerin inşa ettiği ufak şapel Sivriada’da gözlerden kaçmayacak belirginliktedir.

Büyüklüğünden dolayı Büyükada’ya Megalo, prenslerin sürülmesinde dolayı Prinkipo; iki höyüklü olup cine benzetildiğinden Heybeliada’ya Demonisos ve Çamlimanı’ndakı bakır madeninden dolayı Halki isimleri verilmiştir.
Burgazada için ise ön ve yanındaki iki adanın arasında kapalı bir limana benzemesinden dolayı Panarmos, İskender’in komutanlarından birinin babasının isminden dolayı Antigoni, kalesinden dolayı Pirgos, kale burcundan dolayı da Burgazlı isimleri uygun görülüp kullanılmıştır.

  • Kınalıada, ilk ada olduğundan Proti, biley taşından zengin olduğu için Akononi, toprağı kına renginde olduğu için Kınalı isimlerini almıştır.
  • Kaşıkadası, iki ada arasında anlamına gelen Mesanissei, pideye benzediğinden Pitis, kaşığa benzediğinden de Kutala;
  • Sedefadası, terebentine benzeyen yağ elde edilen ağaçtan dolayı Terebintos;
  • Tavşanadası, Yunanistan’ın Andros adasından gelip, Heybeliada’ya yerleşenlerin verdiği isimle Nea Andros;
  • Yassıada,  yassılığından dolayı Plati;
  • Sivriada ise sivriliğinden dolayı Oksio olarak tarih içinde anılmışlardır.

Adalar, Latin istilalarına uğramışsa da bundan zarar gören halk değil, keşişler olmuştur. 1453 yılında Osmanlı donanmasının başındaki Baltaoğlu Süleyman Beyin bir ay süren kuşatmasıyla 17 Nisan’da fethedilmiştir.

Birinci dünya savaşına giren Osmanlı’nın Yavuz ve Midilli isimlerini alan Alman gemilerine Türk bayrağı, Büyükada önlerinde çekilmiştir. Kuva-i Milliye’nin Adalar teşkilatının başında, sonradan Ankara valisi olan Nevzat Tandoğan bulunmaktaydı.  Muhtar Bilal Ertürk, kasap Ali Eti, Horoz reisin babası Artin Akdeniz ve İtalyan asıllı madam Favyato kurtuluş savaşının Kuva-i Milliyecileriydi. İstanbul’un Türkler tarafından teslim alındığı 6 Ekim 1923 tarihinden bir yıl önce Refet Bele Paşa, işgal kuvvetleri ile teslim protokolünü imzalayıp Büyükada’ya gelmiştir.

Adalar Coğrafyası

Tepeleri ve çam ormanlarıyla ünlü olan Adalar, sahilleri doldurulmadan önce 11.878 kilometre karelik bir yüzölçümüne sahipti.  Sur içi İstanbul’un en yüksek tepesi Edirnekapı 61 metre, sur dışı Çamlıca 262 metre, Büyükada Ayios Yeorgios tepesi yüksekliği ise 202 metredir. 

Adalar, dördüncü jeolojik zamanda, Boğazların açılması ve Marmara’nın çökmesi neticesinde, karşı Kocaeli yarımadasından koparak oluşmuştur. Zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Egzotik bitkileriyle önemli bir florayı barındırır. Göçmen kuşların geçiş alanındadır.

Deniz avcılığı kadar eskiden kara avcılığının da yapıldığını söylemek mümkündür.  Akdeniz iklimi hâkimdir. Merkep ve faytonları ne yazık ki kötü esnaflıkla yok olmuştur. Kışlık nüfusu, faytonların kalkması ve pandemi nedeniyle özlenen seviyeye gelmiştir.

Anakara ile ulaşım; Şehir Hatları vapurları, Mavi Marmara ve Turyol motorlarına ilave olarak deniz taksilerle sağlanmaktadır. Ada içi ulaşım,  İETT’nin elektrikli otobüs ve taksileri, bisiklet ve elektrikli triportürler ile yapılmaktadır.

Kültür-Sanat-Spor

Burgazada

Adalar, birçok yazar, şair, gazeteci, sinema-tiyatro ve ses sanatçısına ev sahipliği yapmıştır.  Anadolu Kulübü, Reşat Nuri Evi, Sait Faik Evi, Hüseyin Rahmi Evi, İnönü Evi,  Ruhban Okulu, Rum yetimhanesi, camiler, kiliseler, sinagoglar, cem evleri, kültür evleri, kent müzesi ve su sporları kulüpleri ile bir hayli zengindir. Buna ilaveten Adalar’da yaşamış ve yaşayan ünlü kişiler, kültür, sanat ve spor açısından zenginliğimizdir. Tanzimat’tan bu yana Adalar’da yapılan köşkler, bahçeler sivil mimarinin şaheserleridir. İç ve dış turizme önemli katkı sağlayan Adalar’ın günü birlik ziyaretçileri her geçen gün artmaktadır. Adalar, açık hava müzesi olmasının yanında film çekimleri için de doğal platodur.

Adalar’ın tarihi turistik ve kültürel ziyaret yerlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Büyükada: vapur iskelesi binası, saat kulesi, büyük ve küçük tur yolları, Ayios Yeorgios Ortodoks Kilisesi, Hamidiye Cami, Rum Yetimhanesi,  hükümet konağı olarak kullanılan Hacopulo Köşkü, Ayios Nikolaos Ortodoks Kilise ve Manastırı, Anadolu Kulübü, Ayios Dimitrios Ortodoks Kilisesi, Panayia Ortodoks Kilisesi, Hristos Ortodoks Kilise ve Manastırı, Saint Pacifiko Latin Kilisesi, Surp Advadzadzin Ermeni Katolik Kilisesi, Hassed Le Avraam Musevi Sinagogu, Ortodoks Ayazmaları, Rahibe kayası (Kologriya), Con Paşa Köşkü, gözlü Köşk, Mizzi Köşkü, II. Abdülhamit’in oğlu Burhanettin Efendi Köşkü, Rally Köşkü, Troçki’nin sürgünde yaşadığı Arap İzzet Paşa Köşkü.

Heybeliada: Deniz Harp Okulu ve Lisesi, Papaz Okulu, Hüseyin Rahmi Müzesi, Değirmen Tepesi, Köy Tepesi, Domuz Tepesi, Ümit Tepesi, eski Rum Ticaret Okulu, İsmet İnönü Köşkü ve Müzesi, Uçurum Manastırı, Hristos Ortodoks Kilisesi, Ayios Nikolaos Ortodoks Kilisesi.

Burgazada: Sait Faik Müzesi, Hristos Ortodoks Kilisesi, Cem Evi,  Ayios Yannis Ortodoks Kilisesi, Marabetler Evi, Kalpazankaya.

Kınalıada: Surp Lusavoriç Ermeni Kilisesi, Metamorfosis Ortodoks Kilise ve Manastırı, modern mimarisiyle Kınalıada Cami, ikiz evler.

Yassıada’ya yapılan yeni kongre merkezini, diğer adalardaki Bizans bakayaları yanında Bostancı önlerindeki kayalıklar altında kalmış olan batık Vordonos adasını da unutmamalıyız.

ADALAR ÇALIŞMA GRUBU

Adalar Çalışma Grubu

E-MAIL

adalargrubu@gmail.com
info@adalarcalismagrubu.com

TELEFON

+90 --- --- -- --
+90 --- --- -- --

TOP